KALAN HAYATIMIZIN İLK GÜNÜNE MERHABA


Saatler, günler, aylar, yıllar... Su gibi akıp geçiyor zaman. İnsan, eğer farkındaysa yaşadığının varolma savaşına giriyor. Bazen bu savaşta kendini de kaybetmiyor değil. Yaşananlar; güzel anlar, acı anlar, kayıplar...
Kayıplar insanın yüreğinden bir parça alıp götürüyor. Bu kayıplar anne, baba, kardeş, eş  ile başladıysa çok fena!  Çok canı yanıyor insanın. Ölümü kabullenme ile yaşama sarılma, yaşadığın anın tadını çıkarmaya çalışma arasında gidip geliyor insan. Kolay değil ölümü kabullenme. İsyan desen; etsen ne olacak, hiç. Haa belki kendini rahatlatma ama hiç. Bir müddet sonra yine hayatın içine karışma, bir koşturma, bir telaş alıp başını gidiyor. Yürekten kopan parçanın sızısını hissederek yaşama devam ediyor insan. Ve dahi yaşama tutunmaya, bize hediye edilen *"geri kalan hayatımızın ilk gününe" merhaba demeye can atıyoruz. Hayatın, nefes almanın değerini hissedercesine...

Duygu

*Eşim Tevfik Ceritoglu; sık kullandığı bir cümleyi kullanmama izin verdiği için teşekküler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GECENİN IŞIĞI - ŞEBNUR ALTIN