BİRİKENLER... DÖKÜLENLER...

Yaşamak; her türlü sıkıntısı, zorluğu, acısına rağmen çok güzel. Bize hediye edilen hayatımızın her anının tadını çıkarmayı teklif ediyorum.Gerçek insan olmayı denemek, işimize dört elle sarılmak, doğru yapmaya çalışmak ve insanların ne yaptıkları ve dediklerini umursamamak; hayatı daha da bir kolaylaştırıyor ve zevkli hale getiriyor. Boşversene onu bunu, sen yaptığın işe bak. Çabalıyor musun, çalışıyor musun tamam! O yapmıyor mu yapmasın; sanane, sen işine baksana! Bu arada şikayet etmeyi de bırak, insanları kendinden uzaklaştırdığının ve onlara rahatsızlık verdiğinin farkına var artık. Şikayet etmeye harcadığın zaman içinde nasıl da üretken olabileceğini bir düşün, hatta dene. Artık kendini sevmeye başla, sen sevmezsen bir başkasının sevmesini nasıl beklersin. Kollarını yukarı kaldır, kaldır kaldır; yukarıda birşeye uzanıyormuş gibi, evet tamam. Şimdi burnundan derin bir nefes al, diyaframının yani karnının iyice şişmesini sağla. Eveeet, şimdi ağzından yavaş yavaş, çok yavaş nefesini ver. Üzerindeki gerginliğin, sıkıntının, yorgunluğun nasıl da verdiğin nefesinle birlikte gittiğini göreceksin. Bir daha dene tamamen rahatlayana kadar. Süper!
Çok sevdiğim bir söz; " En zor anındayken bile kavganın gökyüzüne bakmayı unutma!" Bu kavga başkası ile olan kavgan değil. Kendinle olan kavga!
Duygu
Yorumlar
Yorum Gönder