KÜÇÜK BİR GÜLÜMSEME...

“Dünya da herkesin senin gibi bir gülümsemesi olsa savaşlar olmazdı” dedi öğretmeni ona, bulunduğu zor anında gülümsemeye devam etmişti çünkü.

Bir gülümseme ile neler gerçekleşir hiç düşündünüz mü? Bir kere bulaşıcıdır. Bize gülümseyen birini gördüğümüzde bizde gülümseriz, gülümsememek mümkün değil değil  mi? J


Gülümseme anında 17, kaş çatma anında ise 43 kas çalıştığını biliyor muydunuz? 


İçten gülümseyen insanlara baktığımızda hepsinin ne kadar güzel olduğunu, gözlerinin parladığını ve gülümsemenin ne kadar yakıştığını düşünürüz. Işık saçarlar etraflarına, bulundukları ortamların enerjisini arttırırlar. Aslında çevremizde hep gülümseyen yüzler görmek isteriz. Somurtkan yüzler görmek hiç istemeyiz çünkü gülümsemek gibi somurtkanlıkta bulaşıcıdır.  Yaşam koçu, sevgili eşim Tevfik Ceritoğlu’nun da hep söylediği gibi “kendini negatif insanlardan uzak tut, onlar insanın enerjisini emerler, seni de mutsuz ederler”.

Gülümsemenin sağlık üzerine etkisi herkesçe biliniyor. Gülümsediğimizde mutluluk hormonları harekete geçiyor J Gülümsemenin iletişim halinde olduğumuz her anda kullanılacak sihirli değnek olduğunu düşünüyorum. Gülümsemeyle birlikte göz teması da çok önemlidir. Karşımızdaki kişiyi önemsediğimizi, ona saygı gösterdiğimizi ifade etmiş oluruz.

“Gülümsemesini bilmeyen dükkân açmasın” der bir Çin atasözü.

Bir düşünün hangimiz somurtkan bir satıcı ile görüşmek isteriz. Ya da somurtkan bir yüzle karşılaşmak isteriz. Bir kapıdan içeri girerken ilk izlenim kapıda karşılayan kişi üzerinden olur. Eğer karşılamada içten gülümsemesi olan bir görevli varsa içeri daha olumlu duygularla gireriz, tam tersi bir durumla karşılaşırsak canımız sıkılır, keyfimiz kaçar.

Bir arkadaşım anlatmıştı; alışveriş için gittiği bir mağazada kapıda duran ve gülümseyerek “hoş geldiniz” diyen satış görevlisi varmış. Öyle güzel gülüyormuş ki gözlerinin içi parlıyormuş ve mağazaya giren herkes diğer satış görevlilerinden yardım istemektense kapıda karşılayan görevliden yardım istemişler! Herkesin aynı kişiden yardım istemesi tesadüf olmasa gerek. J

Geçen gün kız kardeşim markete gitmiş sebze reyonunda sebze seçerken reyona elinde bir sandık ile gelen reyon sorumlusuna gülümseyerek “ günaydın, kolay gelsin” demiş ve sebzeleri seçmeye dönmüş. Görevli “ isterseniz buradan alın, yeni geldi” demiş. J

İçten bir gülümseme ve göz teması ile açılmayacak kapı yoktur.

“En boş geçen günler kişinin gülmediği günlerdir” der Nicolas Chamfort

Günlerimizi yaşanılır kılmak için küçük bir gülümseme… J

Servet Duygu CERİTOĞLU

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GECENİN IŞIĞI - ŞEBNUR ALTIN